3 Şubat 2012 Cuma

Dünya büyük, ortam küçük!
Sevgili blogmates, yazamadım kaçgündür, soğuktan elim varmadı tuşlara:)  Herşey yolunda bu ara, kargaşa ve hararetli günlerden uzak yaşıyorum son günlerde. En son eski sevgilimle görüşeceğimi yazmıştım size.Biliyorum ki bazılarınız ex'den next olmaz diyor içlerinden:) Ama biz çok iyi dostuz cidden
Derdini dinledim,yeni birine aşık olmuş, ama çocuk buna pas vermiyormuş(zaten aradığında tahmin etmiştim), konuşmak iyi geldi; seni tanıyan, hislerini anlayan ve yönlendirebilecek biriyle. Ama asıl haber şu ki; hoşlandığı çocuk benim ex aşklarımdan birtanesiymiş, sohbet ilerledikçe bunu farketmişler. DostumF , bu yüzden çocuğun kendisinden uzak durduğunu düşünüyor. Bence alakası yok dedim.Hem öyle bile olsa, tutupta onla ne konuşabilirim ki? Herşey olacağına varır dedim, biraz daha  tanışın görüşün, birbirinizi tanıyın, o zaman çevre faktörü azalır diye tavsiyede bulundum.
SevgilimY ile karda kışta dolaştık parklarda, çok severim karın keyfini sürmeyi. Hatta Miniaturk'e gittik beraber, orada dolaştık, cafesinde kahvemizi yudumladık,sonra arabamla evine bıraktım. Annesi beni tanıyor, geçen ay tanışmıştık, sağolsun sever beni, çok ısrar etti kahve içmek için, kıramadım.İyikide çıkmışım, güzel,içten,samimi bir aile ortamı, sohbet ortamı oluştu.Zaten çoğu zaman spontane yapılan,anlık kararlar ile hareket edilen durumlar daha keyifli olmuyor mu, ne dersiniz?
Artık hiç ilgimi çekmediği için tüm site ve bilimum ortamlardaki profil/sayfa/vs. ne varsa toptan kapattım,baktığımda yoktu  zaten, ancak 20 günde bir filan.Sıkıcı ve tekrardan ibaret yerler.%85 aynı insanlar, arada %15 yeni katılanlar/takılanlar filan, kendini tekrar edercesine aynı sorular.... Kurtuldum sonunda. Kendimi işime aileme dostlarıma ve sevgilime vermeliyim, böyle çok daha mutlu olacağımı biliyorum.
hadi öpüldünüzzzzz:)))

31 Ocak 2012 Salı

Beyaz Esaret!
Dear blogmates, dün akşamdan beri kar yağıyor İstanbul'da, sabah kalktığımızda da birde baktık heryer bembeyaz.Tamam güzel, doğa başka bir güzelleşiyor, parklar, bahçeler harika bir görünüme bürünüyor. Fakat bir taraftanda hayat devam ediyor. Yarım saatlik yolu bir buçuk saatte alabildim sabah, işe zor vardım.Aslında ilk gelenlerden biri bendim. Yoğun ve sıkıcı bir iş gününden sonra biraz önce yola çıktım, trafik felç. Bugün servisle geldiğim için tek kurtarıcım ipodum:)
Bu akşam Midpoint'te akşam yemeğine davetliyim, eski sevgilim aradı bugün gündüz, hem konuşmaya ihtiyacım olduğu için, hem de kendisini özlediğim için kabul ettim. Onun yeri çok başka. 2 yıl beraberdik. Kendisi düşünceli,zeki,karizmatik, sempatik ve sürprizleri seven  biridir, bakalım bu akşam beni şaşırtacak mı?:) En son Ekimde görüşmüştük ve bana dert yanmıştı yeni boyfriend'inden. İyi bir dinleyiciyimdir, sağolsun o da candan bir çocuktur. Keşke herkes eski sevgilisiyle böyle arkadaş kalabilse. Kavga ederek ayrılanları duyunca üzülüyorum çok...
bugünlük haberler bu kadar. Öpüyorum sizleri:)  See you:)))

30 Ocak 2012 Pazartesi

Pazardı dün gezdik biz:)
Dear blogmates, Dün sevgilimle beraberdim. 2 aydır beraberiz kendisiyle. Aslında hızlı gelişen bir olaydı ki, hiç sevmem acele işleri. Ama içtenliği, sıcakkanlılığı,sevecenliği ve ilgisi hoşuma gitti, ruhum pohpohlandı biraz, iyi geldi,sanırım bu durum  ihtiyacım olan şeydi  buaralar...
Sabah  10'da Cevahir'de  SevgilimY ile buluştuk, ona yakın olsun diye, yani öyle düşündüğünüz gibi ikimizin de ortasında filan değil:) Biraz üşütmüş kendileri. Kahvaltı için sözleşmiştik SevgilimY ile, 2 arkadaşı daha bize katıldı,onlarda çiftmiş, dün yeni tanıstım. SevgilimY bunları pek sever,değer verirmiş. Edi ile Büdü diyelim adlarına:)  Çünkü farklılıkların ve uyumsuzlukların uyumu vardı kendilerinde:)
Sonra herdaim olduğu gibi, plan yapma işi bana kaldı.Niye böyle oluyorsa hep!?  "Benim için farketmez" cümlesini beni tanıyanlar benim yanımda pek kullanmazlar:) Nefret ederim bu cümleden. Hani ortaya birkaç alternatif sunulur, sonra da benim için farketmez dersen no problem, çünkü  düşünceni belirtmiş ve diğerlerine empoze etmemek adına tekrarlamayarak siz bilirsiniz demişssindir. Ama hem hiç bir öneride bulunmayıp, hem de her plan için "benim için farketmez"diyenlere sinir olurum! Fikrin yok mu yahu?! Neyse, kahvaltının ardından günümüz 1 saate yakın süren "farketmez" faslıyla devam etti. İstiklal'den devam edip Tünel ile Karaköy'e geçtik ve sonra tram ile Beyazıt durağında indik.Biraz sahaflarda dolaştık,2 kitap aldım kendime.
Efendim, buralar, yani oralar, yani tarihi yarımada, benim çok sevdiğim yerler olurlar şu  şehr-i 34'de. hani sorulduğunda genelde denir ya, Beyoğlu , Beşiktaş ve ya Bakırköy, benimde vazgeçilmezim  tarihi yarımadadır. Sanat tarihi ve arkeolojiye merakın ötesinde olan ilgim ve bilgim dolayısıyla daha bir severim gezmeyi dolaşmayı oralarda.Çemberlitaş'a yürüdük hep beraber, Çorlulu Ali Paşa Medresesinde çay, II.Abdülhamit türbesinin bulunduğu bahçenin içerisinde olan Türkocağında kahvelerimizi içtik.Çok otantik bir yerdir orası. Avlusunda Osmanlı'nın son söneminde yaşamış önemli sadrazamlar,şairler,düşünce ve ilim insanları, hatta hanedanın son mensuplarının bile mezarları burada. Aralarından yürüyüp  Türkocağının verandasında oturmak ve kahve yudumlamak farklı bir duygu.
Ordan kalktık, biraz Sultanahmet meydanında dolaştık. Karnımız acıktı, Sultanahmet köftecisine daldık, köfteleri yuvarladık:) Ardından Yerebatan sarnıcını dolaştık.Tabiki bizimkilerde ilgisizlik belirtileri başgösterdi. Tarih bilinci olmayan insanlarla sanırım anlaşamıyorum. Gördüğü eserleri sadece  geçmişten kalan bir anıt olarak değerlendiren,neden ne zaman kim tarafından oraya konulduğu/yapıldığı ve asırlardır nelere şahit olduğunu anlatırken bile yarım kulak dinleyenlere şaşıyorum.Elin 80 yaşındaki Japonu, Korelisi, kalkıp dünya yoldan geliyor senin  kim dikmiş bu taşı buraya dediğin Obelisk'e!!
Sevgilimle müe kartımız var. Aslında dün Sultanahmet meydanındaki  Tüürk-İslam Eserleri Müzesi(İbrahim Paşa Sarayı desem daha çok anlayanınız olur, hani dizide  bahçesine heykeller koydurduğu sarayı makbul/maktul İbrahim Paşa'nın) ve Arkeoloji Müzesini dolaşacaktık. Daha önce defalarca gittik ama her gittiğimizde yeni birseyler keşfediyoruz,sizlere de tavsıye ederim.Hayatımda ilk defa 11 yaşında bir mumyayı lahtiyle, kavanozlarıyla yani full+full hali ile Arkeoloji Müzesinde  gördüğümdeki heyecanım,şaşkınlığım ve birazda tırsıklığımı hiç unutamam:)
Neyse, bizim ediylebüdü  istemediler efendim gezmek! SevgilimY ile birşey demedik ama benim bakışımdan anladı o.Sonuçya yeni tanıyorum bu kişileri ve sevgilimin vazgeçilmezleri, ilk görüşmede bozuk atmıyım dedim. Böylece planlar birkez daha bozuldu. Hava soğuktu ve Starbucksta Chai tea latte içtik ( en sevdiğim olur kendisi, yazında buzlusu harikadır,deneyenler bilir.) SevgilimY ile biraz tuvalette oynaştık koklaştık:) Starbucks tuvaletleri zaten gidenler bilirler, bir süredir şifreli, yani oyle kapı açıldı,basıldım filan yok:)) Ama tabiki bu sonsuz rahatlık anlamınada gelmez sevgili  blogmates:)

SevgilimY kolumda,dostlarımız yanımızda yürüyerek indik Eminönü'ne, oraya kadar gitmişken Kurukahveci'den kahve almadan eve dönmek olmazdı, o işi de hallettik ve köprüaltında oturup sohbet ve keyif ile aksamı yaptık.Aslında yaz aylarında Galata Köprüsünün Haliç'e bakan kısmında oturmak daha zevkli,güneş ordan batarken tüm Haliç  akşam güneşinin etkisi ile parlıyor, that's why the foreigners called it the Golden Horn, horn because of its geographical shape, golden because of the evening sunshine.
SevgilimY ve dostlarımızla biraz aksayarakta olsa güzel geçen bir günün ardından aksam 8 gibi ayrıldık, sanırım ben bu çocuğu seviyorum ama kafamda nasıl ve nereye konumlandırarak sevdiğimi henüz kendimde çözebilmiş değilim:)
Buarada Doktor ne oldu diyeceksiniz, Dr.House çıktı Dr.Jeykll and Mr. Hyde, ben onun Mr. hyde yönünü keşfettim bolca yaptığımız msn sohbetleri, telefon konuşlamaları ve whatssapp mesajlaşmalarımızda. Böyle olunca da boşuna buluşupta günümü onla yiyemem diye düşündüm. Sahip oldukları ve geldiği konum ile gereğinden fazla övünenleri hiç sevmem/çekemem, anladınız ne demek istediğimi;)
kissed you all! :)


27 Ocak 2012 Cuma

Dr. House
Grindr'ı geç keşfettim:) Aslında teknolojik bir adam sayılırım, kaçırmam son çıkanları:)  Zaten son 2 aydır çok yoğun bir çalışma temposu içerisindeydim,  şurda 10 gundür nisbeten rahatladım.Elime telefonu alıp grindr açınca, bir de baktım ki, etrafım GBLT kaynıyor:) resmen  mahallenizdeki vesokagınızdakileri sobeleyin gibi birşey bu yahu!
Tabiki ilk günden bende sobelendim:) Aman olsun, kimden neyden korkucam ama, değil mi?  Hem de can sıkarsa block et ,gitsin! Heleki  'seni tanıyorum ,fotomu göndersem sende beni tanırsın zaten' diyen şapşalları:)
Sanırım hayatta her alanda olduğum gibi bu konuda da biraz şanslıyım, düzgün sohbeti olan, aklıbasında ,çekici, etkıleyici, Dr. House kıvamında bir Surgeon ile tanıştım:) Muhabbet iyi gidiyor şuanda. Cepten , netten ve fırsat buldukça konuşarak devam ediyoruz. Aslında haftasonu görüşmek için plan yapmıştık ( hemen aklınıza sex gelmesin ama, sadece tanışma:D ) ama beni bu havalar mahvetti:) Bakıcaz artık, belki kara kışa rağmen dökülürüm yollara! Çünkü değecek birisi, hissediyorum.
İçiniden ' biliriz biz o hisleri' dediğinizi duyar gibiyim blogmates:) Ama don't worry, everything under control:)
Hadi öpüldünüzzzzz!

25 Ocak 2012 Çarşamba

Son günlerde beğendiğim bir şarkıyı sizlerle de paylaşmak istedim.

bi'de benden dinleyin:)

Herkese selamlar. Bugün benim ilk günüm. Yıllardır sıkı bir blog takpçisi olarak en nihayetinde  ben de yazmaya karar verdim. O kadar çok okudum ve yorum yaptım ki, artık ne yazsam ,nasıl yazsam diye düşünmüyor değilim:)
Yıllar önce sadece sadık bir  okuyucu olacağima ben de başlamalıydım yazmaya , tıpki biseksuel gibi, şimdi ben de rating rekorlari kırıyor olurdum:) İşin ilginç tarafı, hayatımın bir döneminde tanıdım/tanıştım pek çok blogyazarı ile, onlar benim yorum yazdığımı ,ben onların blogger olduğunu bilmeden!
Hayat bu, dünya küçük, gaylerin ve biseksuellerin dünyası ise minnacık aslında:)
Hepinizi seviyorum dostlar, iç dünyalarınızı bloglarınızda  bize actiğınız, yazma konusunda beni cesaretlendirdiğiniz için,
kissed you all:)